“Teknolojiyi Tüketen Değil, Üreten ve Geliştiren Ülke Olmak Zorundayız”
28.05.2015
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık, Gümüşhane Üniversitesi’nde düzenlenen “Yeni Türkiye’de Bilim ve Sanayinin Yeri” konulu konferansa katıldı.
Gümüşhane Üniversitesi sosyal tesislerinde gerçekleştirilen programa, Gümüşhane Valisi Yücel Yavuz, Gümüşhane Milletvekilleri Doç. Dr. Kemalettin Aydın ve Feramuz Üstün, Belediye Başkanı Ercan Çimen, Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın, Vali Yardımcıları İsmail Özkan ve Şenol Turan, ilçe kaymakamları, belediye başkanları, şehit ve gazi aileleri, iş dünyası ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Konferansta Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın ve Gümüşhane Valisi Yücel Yavuz’un selamlama konuşmalarından konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık, bugün sabah saatlerinde Türkiye için çok önemli bir anlaşmaya imza attıklarını belirterek, “Türkiye kendi yerli yolcu uçağını, yerli jetini yapmakla ilgili ilk adımı attı. 71 yıl sonra Türkiye artık bu hayalini gerçekleştirme aşamasına geldi. Bunu Türkiye için son derece önemsiyorum. Eğer bir ülke kendi üretimini yeterli düzeye çekemezse o ülkenin dünyadaki bütün dalgalanmalardan en üst şekilde etkilenmemesi mümkün değil. Eğer bir ülke temel endüstrilerde dışa bağımlıysa, üretimde daha çok dışa bağımlıysa bu ülkenin tam bağımsızlığından söz etmek mümkün değil.” dedi.
Dünyada üretimin değerini 2008 krizinin yeniden ortaya çıkardığını, bu dönemde ekonomisi üretime dayanan ülkelerin krizi en az hasarla atlattığını hatta bazı ülkelerin de krizi fırsata dönüştürdüğünü dile getiren Sayın Bakanımız, “2008 krizi, dünyada üretimin değerini çok net olarak bir kez daha ortaya koydu. Üretimsiz bir ülkenin sürdürülebilir kalkınma şansı yok.” diye konuştu.
Krizden Amerika, İspanya, Portekiz, İzlanda, Yunanistan gibi ülkelerin etkilendiğini, Almanya, Güney Kore, Japonya gibi üretim yapan ülkelerin ise hemen hemen hiç etkilenmediklerini kaydeden Sayın Bakanımız, “Hatta Almanya, Avrupa’yı tek başına sırtında taşıdı. Hala da taşımaya devam ediyor. Neden? Çünkü ekonomisi üretime dayalı. Almanya hiçbir zaman sadece finans sektörlerinden kalkınırım demedi, üretimini güçlendirmenin sürekli yollarını aradı ve bugün geldiğimiz noktada bir tek Almanya’nın bütün Avrupa Birliğini sırtında taşıdığını görüyoruz.” şeklinde konuştu.
Dünyanın hızla değişip geliştiğini ifade eden Sayın Bakanımız, Türkiye’nin sanayi politikasında 3 temel öncelik belirlediklerini belirterek, “Yerli, yenilikçi, yeşil üretim yapacağız. Bunlar bizim sanayi politikamızın temelini oluşturacak. Neden yerli üretim? Türkiye ölçek bazında üretmesi gereken her şeyi yerli üretmelidir. Türkiye cari açığına çözüm bulmak, ekonominin büyüme önündeki en önemli risk alanı olan cari açığı çözmek için özellikle yerli üretimini artırmak durumundadır. Çünkü üretmediğiniz her şeyi ithal etmek zorundasınız, üretmediğiniz her şey için çok ciddi döviz ödemek zorundasınız. Bu sebeple kendiniz üreteceksiniz. Üretirken istihdam oluşturacaksınız, insanlarınızın refah seviyesini yükselteceksiniz. Ve bunun sonucunda ihracat yapacaksınız, döviz kazanacaksınız ya da üretmeyip 3 kuruş ucuz diye yurtdışından satın alacaksınız. Tüketim ekonomisi olacaksınız. Ve oradan satın aldığınız her bir kuruş döviz için de ülkenin kaynaklarını yurtdışına vermek durumunda kalacaksınız. İşte bu anlayışla biz yerli üretim dedik ve özellikle Türkiye’nin geleneksel olarak güçlü olduğu sektörlerde katma değeri yüksek ürünler üretmenin gayretine girdik. Burada ikinci temel önceliğimiz olan yenilikçi üretim devreye girdi.” diye konuştu.
Türkiye’nin yenilikçi üretime geçme zorunluluğu olduğunu, katma değeri yüksek ürün üretmek zorunda olduğunu ifade eden Sayın Bakanımız, “Bir kalemi bir liraya da satabiliyorsunuz beş liraya da satabiliyorsunuz. Şu kumaşı, şu elbiseyi İtalya Türkiye’den alıyor. Sadece ve sadece yaptığı şey etiketini değiştirmek oluyor. Kendi etiketini basıyor. Bizim 100 dolara sattığımızı İtalya kendi etiketiyle 200-300 dolara satıyor. Fark ne? Fark tasarım ve marka. İşte Türkiye’de yenilikçi üretimin artması da, katma değeri yüksek ürünlerinin satışının artması da Türkiye’nin 2023 hedeflerinin açısından olmazsa olmaz.” ifadelerine yer verdi.
Üretim yaparken havayı, toprağı ve suyu kirletmeyeceklerini, insana ve çevreye sağlıklı üretim yapacaklarını vurgulayan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık, katma değeri yüksek ürün üretmenin ve yeni teknolojilerle üretim yapabilmenin yolunun AR-GE ve inovasyondan geçtiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin teknolojiyi tüketen değil, üreten ve geliştiren ülke olmak zorunda olduğuna değinen Sayın Bakanımız şöyle konuştu: “Dün, Bilişim Vadisi’nin temelini attık. Geleceğin teknolojilerini, bundan önce olduğu gibi bir defa daha ıskalamamak için en önemli merkezimiz diyebileceğimiz merkezin temelini attık. Hedefimiz gelecek yılın sonunda orada artık fiilen çalışmaya başlamak. Ama projenin dört etabı tamamlandığında yaklaşık 100 bin nitelikli insanın çalışması ve 50 milyar dolarlık bir ciro hedefimiz var.” dedi.
Dünyanın en iyi teknolojilerini üreten merkezlerin Türkiye’de var olduğunu, TÜBİTAK’ın iftihar edilecek çalışmaları olduğunu kaydeden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık, “TÜBİTAK şuanda füze geliştirdi. Son çalışmalarını yapıyoruz. F35 uçaklarına Amerika dışında silahı takılan ikinci ülke Türkiye olacak. Artık insansız hava aracımızı yapıyoruz. İnsansız hava aracına takılan küçük bozok füzelerini geliştirdik. Dost unsurları tehlikeye atmadan düşman hedefini yerden kumandayla vuracak. Dünyanın belki en iyi füzelerinden birini geliştirdik. Bunları yerli üretime yatırım yaptığımız için başardık. Artık savunma sanayinde dışa bağımlı olan bir ülke olmaktan çıktık. Kendi teknolojisini ve silahını üreten bunu da aynı zamanda ülkelere satan bir ülke konumuna geldik.” diye konuştu.
Dünyanın en iyi teknolojilerini üreten merkezlerin Türkiye’de var olduğunu, TÜBİTAK’ın iftihar edilecek çalışmaları olduğunu kaydeden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık, “TÜBİTAK şuanda füze geliştirdi. Son çalışmalarını yapıyoruz. F35 uçaklarına Amerika dışında silahı takılan ikinci ülke Türkiye olacak. Artık insansız hava aracımızı yapıyoruz. İnsansız hava aracına takılan küçük bozok füzelerini geliştirdik. Dost unsurları tehlikeye atmadan düşman hedefini yerden kumandayla vuracak. Dünyanın belki en iyi füzelerinden birini geliştirdik. Bunları yerli üretime yatırım yaptığımız için başardık. Artık savunma sanayinde dışa bağımlı olan bir ülke olmaktan çıktık. Kendi teknolojisini ve silahını üreten bunu da aynı zamanda ülkelere satan bir ülke konumuna geldik.” diye konuştu.
Türkiye için en kritik sektörün enerji sektörü olduğunu ve bu konuda da Enerji Bakanlığıyla birlikte ilk milli rüzgâr türbinini yaptıklarını kaydeden Sayın Bakanımız, bu tesisin İstanbul Beykoz’da 55 metreye ulaştığını belirterek, “Bugüne kadar bunları Türkiye hep ithal ediyordu. Uzun bir çalışma. Tam 90 tane bilim insanımızın birlikte çalıştığı bir proje ile ilk kendi rüzgâr türbinimizi ürettik. İnşallah ticarileştirmeyi de hedefliyoruz. Konya ve Niğde bölgesinde de güneş enerjisinden elektrik üretecek bölge oluşturduk. Konya bölgesinde güneşten elektrik üretecek üretim havzasının startını verdik. Burada bir tek şartımız var. Oradaki güneş panelleri de, hücreleri de orada üretilecek, ithal getirilmeyecek. Bu sayede Türkiye güneş enerjisi teknolojilerini dünyada lider ülke konumuna gelecek.” şeklinde konuştu.
Üniversitelerin nitelikli ve kuvvetli olması halinde yenilikçi üretimin korkulu bir hal olmaktan çıkacağını kaydeden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık, “Çok yetenekli bir milletimiz var. Bu yeteneği ülkenin kalkınması, gelişmesi için nitelikli hale getirmemiz gerekiyor. En önemli kurumlarımızın başında da üniversitelerimiz geliyor. Üniversitenin sanayi ile işbirliği yapması, Türkiye’nin bu alan da sıçrama yapması için olmasa olmazıdır.” dedi.
Programın sonunda Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın tarafından, Gümüşhaneli büyük İslam âlimi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Hazretleri’nin “Allah'ı sevmek, Allah'ın sevdiklerini sevmek, Allah için sevmek, Allah'la beraber sevmek” sözünün yazılı olduğu hat tablosu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık’a hediye edildi.
